11 Nisan 2008 Cuma

dünyanın en korkunç yüzü...

Bugün yine bütün yazılmışlıkların yırtılıp yakılacağı bir gün… yine yarım kalmış üç noktalı yollardan başa dönüyorum… yine geri sayım başladı… yine yenilmek ve yanılmak arasındaki git gellerimin başındayım… tam da bu saatlerde, güneş yavaş yavaş batarken ve çekilirken damarlarımdan yeni umutlarımın sıcaklıkları… gece iniyor gözlerime… attığım her adımı, söylediğim her sözü, akan her bir damlayı geri alma zamanı yine… pes etme zamanı… yenilmek kabul etmek mi, yoksa yanılmak pes etmek mi yapamadığım bu vakitlerde. Aynı döngüde kısırlaşırken hayallerim, içimde bağıran bir sebep var… farklı zamanlarda tek tek başkalarına yüklediğim ağırlıklarımı, aynı anda üstüme atıyorlar, tüm karanlıklarımı sırtlamak zorunda kalmak, kanatıyor ruhumun şeffaf derisini, yavaş yavaş yüzüyor, ince ince işliyor… ben güçsüzüm oysaki, güçsüzüm, yalnızım, sabırsızım, küskünüm… böyle lükslerim de olmamalı, hiçbir hakkım olmamalı aslında isyana… bırakamıyorum kendimi boşvermişliğin yumuşak kollarına… çığlıklar atarak sevişemiyorum umarsızlığımla tek başıma… nefes nefes kalamıyorum acımın en doruk noktalarında… buraya kadar geldim mi artık duramıyorum… gitme zamanı işte. Gidişlerimin de yarısı yok, yarım yamalak adımlarım, ellerim korkak tutunurken çarelere… dünyanın en korkunç yüzüne bakıyorum, bana bakıyor, çatlak aynamdan… bana gülümsüyor. Sanki beni suçluyor tüm çizgiler, çatlaklar için… suçu atacak kimse de yok yanımda, kabullenmekten başka yapabileceğim bir şey de yok. Daha fazla bakamıyorum gözlerime, utancımdan yeşeriyor aynalar, keşke diyorum arkama dönerken, o soğuk derinliklerden çıkıp, karanlıklarından sıyrılıp bir kere de yanımda olabilseydim. “korkaksın” diyor bana dudaklarını göremiyorum, sesini duyamıyorum, algı eşiğimin çok üstünde bir haykırmaydı bu biliyorum sadece kendimi avutmak için duymuş gibi yapıyorum. Yumruklarımı sıkıyorum. Tırnaklarım geçiyor ölüm hücrelerime… yine kimse beni anlamıyor diye veryansın ediyor bir tarafım, diğer tarafım yine ağırbaşlı, yine gururlu… bir gün kopacak, çözülecek tüm düğümleri boğazımın, ayaklarımın, fikirlerimin… bir gün yüzüm bana dönecek… mi?

Hiç yorum yok: